Netpak Ambalaj olarak dünyada gerçekleşen çevreye ve doğaya faydalı gelişmeleri yakından takip ediyoruz.
Fransa her zaman doğaya ve çevreye gösterdiği saygıyla Avrupa ülkeleri arasında öne çıkıyor. Gelişen teknolojiyi doğaya ve çevreye daha faydalı işler yapabilmek adına kullanan ülkede 2015 yılında yeni inşa edilen binalarda yeşil çatı kullanılması zorunluluğu ve süpermarketlerde gıdaları çöpe atmayı yasaklama çalışmaları yapmıştır. Fransa’nın attığı son adım ise her yerde sıklıkla kullanılan ve doğaya ve canlılara zararlı olan plastik kapların kullanımının yasaklaması oldu.
Meclise sunulan bu teklifin 2020 yılında yürürlüğe girmesi planlanıyor. Bu yasa sayesinde tek kullanımlık çatal, tabak, bıçak, kaşık gibi ürünlerin biyolojik hammaddelerinden üretilmemesi halinde kullanımı yasaklanacak. Fransa doğa ve çevreyi plastikten korumak adına böyle bir çalışma planladı ancak çevrebilimcilerin desteğini alan bu yasa, Avrupa Birliği standartlarına aykırı olduğu gerekçesiyle bir kesim tarafından desteklenmiyor. Sadece geçmiş 50 yıla dönüp baktığımızda bile plastik ürünlerin üretimi 50 kat büyüme oranına sahip olarak, 15 milyon tondan 311 milyon tona ulaştı. 2050 yılında bu oranın 1,1 milyar ton olması bekleniyor ki bu canlılar ne de doğa için istenen bir durum olmayacak.
Plastik materyallerin bir diğer kötü tarafı ise %95 oranındaki plastik üretimi yalnızca tek kullanımlık kap ve ambalaj üretimine harcanıyor. Ekonomiye hiçbir katkı olmazken, doğaya alabildiğine zarar veren, bilinçsizce atılan çöpler nedeniyle doğal dengeyi bozan plastik malzemelerin kullanımının azalması gerçekten şart!
Çevreye ve diğer canlılara saygılı duruşlarından gururla söz edilen Fransa’da bile çöpe giden plastik kap oranı yılda 4,7 milyar olup, bu malzemelerin sadece yüzde 1’i geri dönüştürülebiliyor. Geçmiş yıllarda yine geri dönüşüm oranının düşük olmasından ötürü plastik kap ve strafor kullanımı yasaklanmıştı. Uzmanlara göre eğer bu ve benzeri kullanım yasakları artırılmazsa, insanları biraz daha bilinçlendirmek mümkün olmazsa, 2050 yılında okyanuslarda toplam ağırlık için hesaplandığında plastik miktarının balıkların oranından çok daha fazla olacağı söyleniyor. Plastiğin zararlarını farkında olan ve vatandaşlarını bilinçlendirmeye çalışan Fransa Hükümeti gibi, diğer ülkelerin de bu çalışmaları artırması gerekiyor. Plastik üretiminin neden olduğu zararları birkaç maddede belirleyecek olursa liste şu şekilde;
Ham petrolden üretilen plastik ürünler, çevre ve insan sağlığı için sorun olmakla kalmayıp, petrol üretiminin yüzde 8’ini meşgul ettiği için kaynak yönetimi konusunda da sorun oluşturuyor. Plastik materyallerin üretimi dışında kullanıldığında, 2050 senesi için petrol üretiminin %20’sinin plastik üretmek için kullanılacağı tahmin ediliyor. Plastik kullanımının bir an önce azalmaması halinde, kullanım oranı aynı bile kalsa 2050 yılında plastik kullanımının 4 katına çıkacağı düşünülüyor.
Su kaynaklarına karışan plastik atık oranı ise hiç iç açıcı değil. Sadece 1 dakika içinde okyanus başına 1 kamyon plastik atık bırakılıyor. Yıllık 8 milyon ton plastik atık anlamına gelen bu oran, sudan toprağa ve havaya geçerek 2025 yılına kadar 3 ton balık için 1 ton plastik atığa karşılık gelecek.Sadece yüzde 5’lik geri dönüşüm oranına sahip olan plastik ambalajların yüzde 40’ı katı atık sahalarına, yüzde 32’si doğaya bırakılırken yüzde 14’ü enerji üretimi için yakılmak üzere kullanılıyor. Fransa’nın yürüteceği gibi sert bir kural bizim ülkemizde pek uygulanabilecek bir durum değil. Aslında bu yasayı uygulamak plastik kullanımın böylesine yaygın olduğu bir ülkede hiç kolay değil. Ancak basit uygulamalar sayesinde plastik malzemelerin doğaya verdiği zararı biraz olsun azaltmak mümkün. Sadece bireysel olarak değil, bu çalışmaların şirketler tarafından yürütülmesi gerekiyor. Mesela besinlerin raf ömrünü uzatmayı sağlayan plastik türevli ambalajlar yerine daha sağlıklı ve doğa dostu ürünlerin ve bez çanta modellerinin kullanılması gerekiyor.
23.12.2016